5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 1 Ocak 2012 tarihinde yürürlüğe giren hükümleri Türkiye’de ikamet eden herkesi kapsamakta olup, hepimizi ilgilendiren birçok yönü bulunmaktadır. Tüm çalışma hayatını tek bir işte ve sürekli çalışan kişiler ( örneğin devlet memurları)haricinde herkes için ciddi yükümlülükler getirmekte olan kanun , geçici süreli iş akitleri ile fasılalı olarak çalışan denizcilik sektörü için ciddi sorunlar yaratma potansiyeli taşımaktadır. Konu ile ilgili olarak medyada doğrular, yanlışlar, çeşitli yorum ve spekülasyonlar arasında teknik olarak ne yapması gerektiğini anlamaya çalışan arkadaşlarımızı bilgilendirme gereksinimi nedeni ile böylesi bir yazıyı yayınlamayı uygun bulduk.Tüm Türk gemiadamlarının bilgisi ve dikkatine;
Bu yazı teknik bilgilendirme amaçlıdır ve kanunun amacı, niyet ve hedefleri, uygulamada ne gibi toplumsal sorunlara yol açacağı gibi yorum ve düşünceleri sahiplerinin imzasını taşıyan makalelere bırakarak , güncel bir ihtiyacı karşılamak üzere hazırlanmıştır.
Kanuna Genel Bakış
1- Birkaç istisna dışında, Türkiye’de ikamet eden herkes Genel Sağlık Sigortası kapsamına alınmaktadır. Yani, gelirinin %12′si karşılığında sağlık sigortalısı olmak veya olmamak artık isteğe bağlı değildir, bir zorunluluktur. Pirimler devlet alacağı hükmünde olup, Sosyal Güvenlik Kurumu‘nun pirim tahsilatı açısından ilgililer hakkında icra ve haciz işlemlerinin yapılması öngörülmektedir.
2-Kanun, temel yaklaşım olarak sigorta pirimi yatırılması, sigorta borcu, borcun tahsili vb. takip işlerini “sigortalı” kişi üzerinden yürütmektedir. İşverenin çalışan adına prim yatırma yükümlülüğü check-off sistemi le devam etmekle birlikte; SGK yılda 365 gün üzerinden kendisini peşinen zorunlu alacaklı ilan etmekte ve alacağını tahsil için geçmiş uygulamalardan farklı olarak icra takibini doğrudan “sigortalı”ya yönlendirmektedir.
3-Her bireyin “sigortalılık” durumunu ayrı olarak tek tek ele alınması, Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi’nden takip edilmesi öngörülmektedir. Aynı hanede yaşayan aile fertlerinden her birisi için kişisel gelir hesaplanmakta ( toplam gelir hane halkına bölünerek), bu kişisel gelir üzerinden her birey için ayrı olmak üzere prim borcu hesaplanmaktadır. Örnek;
Bir ailede anne, baba, 3 çocuk ve emekli büyük babanın yaşadıklarını farz edelim.Bu ailenin toplam gelirinin 1.950TL olduğunu varsayarsak, bu tutarı 6 kişiye bölmemiz icap eder, kişi başına düşen gelir tutarı ( 1.950/6) = 325TL olarak tespit edilecektir.Aile fertlerinden sigortalı olmayan ve aile fertlerinden herhangi birisinin üzerine sigortalı olarak kayıtlı olmayanların her birisi, her ay 35,46TL prim ödemekle yükümlü olacaklardır. Örneğin 18 yaşını bitirmiş, dersaneye gitmekte olan ama henüz herhangi bir okulda okumayan bir genç de bu primi yatırmak zorundadır.
SGK’ya borçlanılacak olan prim borcunun hesaplanabilmesi için gelirin “bir biçimde” hesaplanması/bildirilmesi gereken Türk vatandaşları için gelir testinin yapılması işi Sosyal Yardım ve Dayanışma Vakıflarına devredilmiştir. İlgili kişilerin en kısa zamanda adrese dayalı nüfus kaydında yer alan adreslerine en yakın Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfına başvurarak gelir testi yaptırması gerekmektedir. ( BU ADRESTEN ULAŞABİLİRSİNİZ http://www.sosyalyardimlar.gov.tr/tr/ ) Gelir testinde ölçüt alınacak olan yalnızca hane halkının geliri değil, aynı zamanda harcamalarıdır. Örneğin ev kirası, faturalar, taşınır ve taşınmazları ile bunlardan doğan hakları vb.
Yapılan gelir testi sonucuna göre aile içindeki kişi başına düşen gelir tutarı;
***Brüt asgari ücretin üçte birinden az olanlar ( bu tutar 01.01.2012 – 30.06.2012 dönemi için 295,5TL’dir) primleri devlet tarafından karşılanmak üzere, genel sağlık sigortası kapsamına alınacaklardır. Yani kişi başına düşen geliri 295,5TL’nin altında olanlar herhangi bir prim ödemeyeceklerdir.
***Asgari ücretin üçte birinden, asgari ücret tutarına kadar olanlar, yani geliri 295,5TL’den fazla 886,5TL’den az olanlar ise, aylık 35,46TL prim ödeyeceklerdir.
***886,5TL’den 1.773TL’ye kadar olanlar aylık 106,38TL prim ödemekle mükellef olacaklardır.
***1.773TL veya üzerinde olanlar ise aylık 212,76TL prim ödeyeceklerdir.
***Herhangi bir sosyal güvencesi olmayan vatandaşlara birer tebligat gönderilecek olup, bu tebligat ile ilgililerin en geç bir ay içinde bağlı oldukları Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarına müracaat etmeleri gerektiği, aksi halde resen GSS kapsamına alınıp, ayda 212,76TL prim ödemek zorunda oldukları bildirilecektir. Gelir testi yaptırmak istemeyenler ve ilgili vakıflara müracaat etmeyenler Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından resen GSS kapsamına alınarak aylık 212,76TL prim tahakkuku yapılacaktır.
Gemi Adamlarının Durumu
Genel olarak sistem 2 temel kavram üzerine kuruludur;
birincisi Türkiye’de ikamet edenler ve ikincisi de hane halkı başına gelir. GSS, her evin gelir-giderleri ile prim borcunu haneye dayalı olarak tespit etmekte ve vatandaşlık numarası ile de takip etmektedir.
Türk Bayraklı Gemilerde Çalışanlar, 5510 sayılı kanuna halihazırda tabiidirler ve adlarına prim yatırıldığı sürece kendileri ve bağlıları ( aileleri ) için ayrıca bir işlem yapmalarına gerek bulunmamaktadır. Dikkat etmemiz gereken nokta, çalışılmayan dönemde ( izinde ) ortaya çıkacak prim borç yükünün hesabı ve gemi adamı bağlılarının ikamet adresi üzerinden yaptıracakları gelir testidir.( Testin sonucuna göre oluşacak durum için yukarıdaki prim borcu hesabına bakınız.) Hanenin tespit edilen gelirindeki ve dolayısı ile hane adına yatırılan toplam prim ödemelerindeki değişimin düzenli ve titiz biçimde takibi mağduriyet oluşmaması için gerekli olmaktadır.
Türk bayraklı gemilerde çalışanlar, son 3 yıl içinde 600 gün ve son 120 gün içinde çalışmış olmak kaydıyla işsizlik dönemlerinde işsizlik sigortasına başvurabilirler ve işsizlik ödeneği aldıkları süre boyunca GSS primleri işsizlik fonu tarafından ödenir. Başvuru, iş akdinin feshini takip eden ilk 30 gün içinde yapılmalıdır.
Yabancı Bayraklı Gemilerde çalışanların çalıştıkları sırada ikamet adresleri gemidir ve 5510 sayılı kanuna tabi değildirler. Yabancı bayrakta çalışanlar, gemide çalıştıkları süreler için ikametleri yurt dışında bulunduğundan prim borcuna tabi tutulmayacak, fakat aynı Türk bayraklı gemilerde çalışan arkadaşlarımız gibi ülkeye dönüşlerinde ( tekrar Türkiye’de oldukları ikamet süreleri için ) GSS kapsamına gireceklerinden Kendi şahısları adına prim borcu oluşacaktır. Ancak ailelerinin ve bağlılarının gelir testi yaptırmaları gereklidir. Bu testin sonucuna göre oluşacak durum için yukarıdaki prim borcu hesabına bakınız. GSS hizmetlerinden faydalansın veya faydalanmasınlar aileleri ve bağlılarının prim ödeme yükümlülükleri doğmaktadır.
Sonuç;
1-Gemide Çalışma Dönemi; GSS Türk bayraklı gemilerde çalıştığında, adına prim ödendiği için gemi adamını otomatik olarak takip edebilmekte ve çalıştığı dönem için bir prim borcu çıkarmamakta iken, yabancı bayraklı gemilerde çalışılan süre için prim borcuna tabi olmamak için ( her yurtdışına çıkışında) bildirimde bulunup Adrese dayalı Nüfus Kayıt Sistemindeki kayıtlarını güncellemeleri gerekmektedir. FOC ( Yabancı Bayrak ) gemilerde çalışanların bağlılarından ( Türkiye’de ikamet eden aileleri) doğacak prim ödeme yükümlülüğü için gelir testi yaptırmaları gereklidir.
2-İzin Dönemi; İster yabancı, ister Türk bayraklı gemide çalışılmış olsun, Türkiye’de ikamet eden tüm gemi adamları prim ödeme yükümlülüğüne tabidir.
Türk bayraklı gemilerden ayrılmış olanlar ise son 3 yıl içinde 600 gün ve son 120 gün çalışmış olmak ( prim ödenmiş olması) şartlarını yerine getirenler işsizlik fonundan yararlanabilmektedirler.İşsizlik fonuna başvurular iş akdinin feshini takiben ilk 30 gün içinde yapılmalıdır.
3-Prim ve Gelir; Gemi adamlarının gelirlerindeki değişkenlik ( çalışılan ve çalışılmayan aylar) nedeniyle, gemi adamına bağlı her hanenin gelir ( testi / tespiti ) hesabına çok dikkat edilmelidir. İzinde geçen dönem için veya destek olduğunuz anne veya babanız için, otomatik olarak “geliri yok, o zaman prim borcu da yok”biçiminde düşünmeyiniz. Örneğin, oturulan hane kişiye ait olsa bile, “kiraya verilse idi” düşüncesinden hareketle kira; ekilmediği halde “ekilse idi” üzerinden hesaplanan tarla geliri gibi hayali kalemlerle birlikte elektrik, su faturaları gibi kalemler gelirin hesabında ölçüt olarak belirtiliyor. Aynı zamanda bu uygulamanın henüz yerleşmemiş olduğunu da göz önüne aldığımızda daha karşımıza nasıl yaptırımların çıkacağı da bilinmemektedir.
Yorum ve Tavsiye;
Kanun 74 milyonluk tüm nüfusu kapsamasına rağmen, şu anda acilen işlem yaptıranlar, Türkiye’deki milyonlarca yeşil kart sahipleridir. Gemi adamlarının durumunda olduğu gibi belirli süreli iş akitleri ile çalışanların veya farklı çalışanların durumları da açıklanmamıştır.
Acele ile ve hakim olmayan kişiler eli ile ( gerek gemi adamının aile fertleri ve / veya yönlendirebilecek vakıf çalışanları ) gelir testi yaptırılması, şu an mevcut kaos ve oturmamışlık da göz önünde bulundurulduğunda tavsiye edilebilir değildir. Kanunda belirtilmiş olmasına rağmen, 7 milyon civarında olduğu hesaplanan “acilen” gelir testi yaptırması gereken kişiler için bu test ve tespitin kısa zamanda hakkaniyetle yapılması imkanı bulunmamakta, tespiti yapılamamış örneğin 5 milyon kişiye icra takibi yapılması da gerçekçi görünmemektedir. Sağlık sigortası ile ilgili olarak 1 Ekim 2010 tarihinde yaşanan benzeri ( yine benzer biçimde 760.5 TL idari para cezası öngörülmüştü ) infialler bir süre daha yaşanacak gibi görünüyor.
Bu nedenle ilgili yönetmelik, yönerge, talimatların ve ilgili vakıfların çalışanları ve GSS yetkililerinin neyi ve nasıl yapacaklarının netleşeceği bir süreç yaşanacaktır. Bizim tavsiyemiz bu sürecin takip edilmesi yönündedir.
Saygılarımızla…..
Kaynak: Deniz Çalışanları Dayanışma Derneği
Bu yazı Bilgirıtasi.com'dan alınmıştır. Yazının tamamı için lütfen tıklayınız http://www.bilgirotasi.com/denizcilik/2012/05/22/denizcilerin-gelir-tespiti-hakkinda/
Yorumlar
Yorum Gönder