Aralık son demlerini yaşayan bir senenin son ayı olarak anımsanabilse de zihinlerde; Aralık demek Sarıkamış demek, Aralık demek binlerce vatan evladı demek, saygı demek, minnet demek.
Bundan tam 99 yıl önce Allahu Ekber Dağlarında tek bir kurşun dahi atamadan binlerce askerimiz donarak şehit düştü. 1914 yılında doğu cephesinde Ruslarla karşı karşıya gelen Türk ordusunu savaştan çok, ağır kış şartları harap etti.
Ancak Türkiye onları hiç unutmadı...
Sarıkamış faciasında sadece toprak üzerinde değil denizde de şehit verdik.
Bezm-i Alem, Bahr-i Ahmer ve Mithat Paşa...
Dönemin Genelkurmay Başkanı Enver Paşa silah arkadaşlarının itirazlarına rağmen yaklaşan kara kışı hesaba katmadan Ruslarla savaşmak için Kafkas Cephe'sine 100 binden fazla asker gönderme kararı almıştı. Askerler gönderildikten hemen sonra kara kış bastırdı. Üniformaları hava şartlarına uygun olmayan askerler daha savaş başlamadan Sarıkamış'ta şehit düşüyordu. Enver Paşa verdiği kararın nelere mal olacağını fark etti. Donanma Komutanı'na bile haber vermeden Sarıkamış'taki askerlere kışlık üniforma ve erzak göndermek için 3 yük gemisi hazırlattı. Enver Paşa'nın planına göre içinde 3.000 asker, 3 keşif uçağı, Teşkilatı Mahsusa (o yıllardaki istihbarat teşkilatı) tarafından Kafkasya'daki Türkleri örgütleyerek Rusya'ya karşı isyan çıkartmak amacıyla eğitilmiş ajanlar, cephedeki askere dağıtılacak kışlık kıyafet ve erzak bulunan Bezm-i Alem, Bahr-i Ahmer ve Mithat Paşa isimli 3 dev yük gemisi İstanbul'dan yola çıkarak Karadeniz üzerinden Trabzon Limanı'na ulaşacaktı. Gemilerle Trabzon Limanı'na varan askerler, ajanlar ve malzemeler kara yolu ile çok hızlı bir biçimde Erzurum'a oradan da Sarıkamış'a ulaştırılacaktı. Donanmanın kuralları gereği askeri personel taşıyan yük gemilerine olası düşman saldırısına karşı mutlaka bir hatta birkaç savaş gemisi eşlik ederdi. Ancak Enver Paşa'nın ani kararıyla 6 Kasım 1914' de İstanbul Boğazından demir alan bu 3 kuru yük gemisine hiçbir savaş gemisi koruma yapmıyordu. Söz konusu 3 gemi Zonguldak açıklarına geldiklerinde karşılarında dev gibi Rus savaş gemilerini buldu. Ruslar Zonguldak'taki kömür madenlerini bombalamış, üslerine dönüyorlardı. Ruslar kucaklarına düşen bu 3 yük gemisine Kandilli-Ereğli açıklarında ateş açtı. 7 Kasım 1914 sabahı saat 07.45 'de 3 yük gemimiz içindeki 3.000 asker ve Sarıkamış'a götürülen malzemelerle birlikte çok kısa süre içinde denize gömüldü.
Hayatını böyle hazin bir şekilde yitiren yaklaşık 100.000 şehidimizin anısına, sabah uyandığımızda yüzümüzü soğuk suyla yıkamamız Aralık'ın bu soğuğunda hiç olmazsa vicdanlarımızı ısıtabilir...
Ruhları şad olsun ...
Bundan tam 99 yıl önce Allahu Ekber Dağlarında tek bir kurşun dahi atamadan binlerce askerimiz donarak şehit düştü. 1914 yılında doğu cephesinde Ruslarla karşı karşıya gelen Türk ordusunu savaştan çok, ağır kış şartları harap etti.
Ancak Türkiye onları hiç unutmadı...
Sarıkamış faciasında sadece toprak üzerinde değil denizde de şehit verdik.
Bezm-i Alem, Bahr-i Ahmer ve Mithat Paşa...
Dönemin Genelkurmay Başkanı Enver Paşa silah arkadaşlarının itirazlarına rağmen yaklaşan kara kışı hesaba katmadan Ruslarla savaşmak için Kafkas Cephe'sine 100 binden fazla asker gönderme kararı almıştı. Askerler gönderildikten hemen sonra kara kış bastırdı. Üniformaları hava şartlarına uygun olmayan askerler daha savaş başlamadan Sarıkamış'ta şehit düşüyordu. Enver Paşa verdiği kararın nelere mal olacağını fark etti. Donanma Komutanı'na bile haber vermeden Sarıkamış'taki askerlere kışlık üniforma ve erzak göndermek için 3 yük gemisi hazırlattı. Enver Paşa'nın planına göre içinde 3.000 asker, 3 keşif uçağı, Teşkilatı Mahsusa (o yıllardaki istihbarat teşkilatı) tarafından Kafkasya'daki Türkleri örgütleyerek Rusya'ya karşı isyan çıkartmak amacıyla eğitilmiş ajanlar, cephedeki askere dağıtılacak kışlık kıyafet ve erzak bulunan Bezm-i Alem, Bahr-i Ahmer ve Mithat Paşa isimli 3 dev yük gemisi İstanbul'dan yola çıkarak Karadeniz üzerinden Trabzon Limanı'na ulaşacaktı. Gemilerle Trabzon Limanı'na varan askerler, ajanlar ve malzemeler kara yolu ile çok hızlı bir biçimde Erzurum'a oradan da Sarıkamış'a ulaştırılacaktı. Donanmanın kuralları gereği askeri personel taşıyan yük gemilerine olası düşman saldırısına karşı mutlaka bir hatta birkaç savaş gemisi eşlik ederdi. Ancak Enver Paşa'nın ani kararıyla 6 Kasım 1914' de İstanbul Boğazından demir alan bu 3 kuru yük gemisine hiçbir savaş gemisi koruma yapmıyordu. Söz konusu 3 gemi Zonguldak açıklarına geldiklerinde karşılarında dev gibi Rus savaş gemilerini buldu. Ruslar Zonguldak'taki kömür madenlerini bombalamış, üslerine dönüyorlardı. Ruslar kucaklarına düşen bu 3 yük gemisine Kandilli-Ereğli açıklarında ateş açtı. 7 Kasım 1914 sabahı saat 07.45 'de 3 yük gemimiz içindeki 3.000 asker ve Sarıkamış'a götürülen malzemelerle birlikte çok kısa süre içinde denize gömüldü.
Hayatını böyle hazin bir şekilde yitiren yaklaşık 100.000 şehidimizin anısına, sabah uyandığımızda yüzümüzü soğuk suyla yıkamamız Aralık'ın bu soğuğunda hiç olmazsa vicdanlarımızı ısıtabilir...
Ruhları şad olsun ...
Nur içinde yatsınlar. Bu gemilerin adlarını sanki ilk kez duyuyorum. Sarıkamış Faciasının ayrıntıları başka bir bilgi ararken birden önüme seriliverdi, bu yazı için müteşekkirim. Az önce de gönüllü Ermeni Birliklerine öncülük eden Karekin Pastermadian (Armen Garo'nun) kendi kaleminden Bardız Geçidinde Osmanlı Ordusunu oyalayıp bir gün gecikme sağlayarak, kendilerinden 600 kayba karşın 60.000 Rus askerini nasıl kurtardıklarını kıvançla anlatışını okudum: https://archive.org/details/whyarmeniashoul00torogoog . İngilizce bilenler ibret-i alem diye okumalı bu kitapçığı. Sevk ve İskan (Tehcir) Kararına gerek yoktu, üç beş çete - asker kaçağı ayaklanmıştı, önemli değildi diye gerçeği bilenleri aptal yerine koymaya kalkanların özellikle dikkatine sunulmalı bu kitapçık. Acıların ortak olduğu, bir tarafın diğerinden özür dileyip tazminat vereceği bir durum olmadığı artık anlaşılsa, kabullenilse ve birlikte yas tutulsa, bir daha asla denilip atalarımızın yüreğini ısıtmak için dostluk ve barış türküleri, Sari Gelin birlikte söylense güzel olmaz mı?
YanıtlaSil